melatonin hormonu
Akademik
0

Melatonin Hormonu ve Faydaları Üzerine Derleme

Melatonin ilk kez 1958 yılında Amerikalı bir doktor tarafından keşfedilmiştir. Araştırmalar sonucunda uyku gibi önemli dinlenme aktivitelerine direkt olarak etki eden bir hormon olduğu saptanmıştır. Triptofanın bir benzeri olan bu hormon pineal bezden salgılanır. Bu hormon, insanlar da dahil olmak üzere birçok memeli ve kuşta üretilir. Melatonin faydaları saymakla bitmeyecek kadar çoktur.

Melatonin Nedir?

Melatonin hormonu gün içinde devamlı olarak belirli oranlarda salgılanır. Bu hormon çevrede bulunan ışığa bağlı olarak salınımını arttırır. Çalışmalar göstermiştir ki melatonin hormonu gece belirli saatlerdei gündüz saatlerine kıyasla daha yoğun salgılanmaktadır. Bunun sebebi N-asetil serotonin hâlinden melatonin hâline dönüşebilmesi için karanlığa ihtiyaç duyuyor olmasıdır. Vücut, retina aracılığıyla çevredeki ışık miktarını tespit eder. Buna bağlı olarak, melatonin salınımı artar veya azalır. Ortamın zifiri karanlık hale getirilmesiyle melatonin salınımında ciddi bir artış gözlemlenmektedir. Bununla birlikte gün içinde birçok hormonda olduğu gibi melatonin hormonunda da devamlı artış ve düşüşe rastlanır. Sirkadiyen ritim hipotalamusta suprakiazmatik nükleustaki santral pacemakerlar tarafından kontrol edilir (Ayris S. vd. 2017: 28). Gece ışığa maruz kalınırsa pineal fonksiyonların akut olarak baskılandığı gözlemlenmiştir (Atasoy N. 2019: 9).

Melatonin, başlıca memelilerin beyninde serebral yarıküreler arasındaki pineal bezden salgılanmaktadır. Ayrıca over, lens ve kemik iliği hücreleri ile safra ve gastrointestinal sistemden sentezlenip salgılanır. Melatonin gastrointestinal kanalda postprandial olarak dolaşıma salınmaktadır. Melatoninin postprandial plazma düzeyindeki artışı yemek sonrası hipnotik etkisini doğrular. Bu olayı basitçe; yemek yedikten sonra gelen uyku ve uyuşukluk hâli, plazma melatonin seviyeleriyle açıklanır şeklinde ifade edebiliriz (Çimen A. vd. 2018: 3).

 

Melatonin Hormonu ve Uyku Düzeni

Canlının sirkadiyen ritmini etkileyen önemli etkenlerden bir tanesi de ışıktır. Gözün ışık alması melatonin hormonunun fazla miktarda salgılanmasını engeller. Dolayısı ile gündüzleri canlının uyanık kalması için gerekli hormonların üretilmesi sağlanmaktadır. Hava kararmaya başladığında ise melatonin miktarı artar, bu sayede canlı uykusunun geldiğini hisseder.

Düzensiz ve az uyku kanserden insülin direncine kadar birçok hastalığa etki eder. Günümüzde melatonin hormonunun en büyük düşmanı akıllı cihazlardır. Gece yatmadan önce telefonun güçlü ışığa maruz kalınması melatonin salgılanmasını geciktirir ve azaltır. Bununla birlikte uyku öncesi akıllı cihaz kullanımının alışkanlık hâline getirilmesi, sirkadiyen ritim uyku bozuklukları gibi sorunların ortaya çıkmasına sebep olur. Araştırmalara göre; uyku bozukluğundan mustarip kişilerin birçoğunda melatonin hormonunun düşük seviyede olduğu yani melatonin azlığı saptanmıştır.

Melatonin arttırma yöntemlerinin en iyisi uyku düzenine sahip olmaktır. Zifiri karanlık bir odada, göz bandı takarak uykuya dalmak melatonin seviyesinin yükselmesi için oldukça faydalı bir yöntemdir.

Anne karnındaki insan fetüslerde ve yeni doğanlarda melatonin salgılanmaz. Plasenta ve anne sütü yoluyla melatonin hormonunu anneden alırlar. İnsanlarda melatonin üretimi 9-12. haftadan sonra başlar ve 5 yaşına kadar en yüksek seviyelerde gözlemlenir (Zhdanova I. vd. 1997: 20). Ergenlik döneminde ise melatonin seviyesi giderek azalır.

Melatonin, homeostaziyi sağlayan endojen düzenleyicidir ve tüm hücrelere SCN’den gelen uyarılar ile günlük, aylık, yıllık salgılanma farklılıklarıyla ilgili bilgi verir. Bununla birlikte melatonin hormonunun, nokturnal sıcaklık düşüşünü arttırarak uykuya dalmayı kolaylaştırdığı kanıtlanmıştır. (Ayris S. vd. 2017: 28). Bu hormon, hücrelerdeki saat genlerini (clock genes) epigenetik olarak kontrol etmektedir (Çimen A. vd. 2018: 3).

Melatonin ve Jetlag

Jetlag uçuş disritmisi olarak da bilinmektedir. En basit hâliyle vücudun biyolojik saatinin bölgenin saatine uymuyor olması durumudur. Jetlag; uyku düzeninin bozulması, iştahsızlık ve çeşitli sindirim sistemi problemleri, huzursuzluk, kafa karışıklığı gibi problemlerle kendini gösterir. Kısaca melatonin tedavisi ile jetlagın önüne geçilebileceği kanıtlanmıştır diyebiliriz (Ayris S. vd. 2017: 28).

 

Melatonin ve Kanser İlişkisi

Melatoninin anti-kanser etkisi bulunmaktadır. Bunun yanı sıra kronobiyolojik düzenleyici, antioksidan ve immun destekleyici etkisinin de kanser süreciyle bağlantılı olduğu bilinmektedir.

Pineal bez ekstreleri deney hayvanlarında kullanıldığında büyümeyi doğrudan etkileyerek hayvanların yeterince gelişememesine sebep olur. Bu durumdan yola çıkarak yapılan araştırmalarda kanserli hastalara pineal bez ekstreleri verilmiş ve hastaların durumunun olumlu yönde etkilendiği gözlemlenmiştir.

Melatoninin kanser ile ilişkisi üzerine devam eden çalışmalar, çoğunlukla meme kanseri üzerine yoğunlaşmıştır. Yapılan çalışmalara göre; gece çalışan kadınların kanser insidansının arttığı gözlemlenmiştir. Aynı zamanda ışık yoğunluğunun artmasının tümör büyüme hızını da etkilediği çalışmalar elde edilmiştir (Çimen A. vd. 2018: 3).

Mevsimlerin melatonin ve tümör gelişim seviyesine etkisi vardır diyebiliriz. Kışın gündüzleri kısalıp geceleri uzar. Gecelerin uzaması ve melatonin salgısının artması ile tümörün büyümesinin önüne geçildiği kanıtlanmıştır.

Kanser hücresinin büyüme faktörlerinden olan linoleik asitin kanser hücresine girişini sağlayan reseptörlerini azaltır. Melatoninin Ca+2 aktiveli kalmoduline yüksek afinite ile bağlandığı gözlemlenmiştir. Bu şekilde melatonin kalmodulini kalsiyumdan uzaklaştırarak hücre siklusunu yavaşlatmış ve tümörün büyümesinin önüne geçeceği iddia edilmiştir. Melatonin sağlıklı hücrelerde apoptozis oluşumunu engelleyici özelliğe de sahiptir (Atasoy Ö. 2017: 3).

İnsanlarda, endojen melatoninin gece serum konsantrasyonu; meme, prostat, akciğer ve rahim ağzı kanseri riski ile doğru orantılı olmadığını söylemek mümkündür. Melatonin tedavisi, akciğer, meme, prostat, gastrointestinal sistem, kafa ve boyun kanserli hastalarda kemoterapinin daha etkili olmasını sağlar. Bununla birlikte melatonin, anksiyete, kemoterapi ile ilişkili kaygı, depresyon ve toksisiteyi azalttığı gözlemlenmiştir.Melatonin, tek başına kullanıldığında da, diğer tedavilerle birlikte kullanıldığında da meme ve prostat kanseri için güvenli ve etkili bir tedavi olarak görülmüştür. (Çimen A. vd. 2018: 3)

Melatonin Cinselliğe Etkisi

Melatonin hayvanlarda reproduktif aktivite regülasyonunu kontrol eder. Aynı zamanda erektil disfonksiyon ile iligli yapılan araştırmalarda düşük melatonin seviyesinin ED’yi etkilediği bulgusuna varılmıştır. Fareler ile yapılan çalışmalarda düşük dozda melatonin tedavisi  erkek farelerin tümünü cinsel açıdan pozitif etkilemiş ancak kronik uygulanan hormon tedavisinde erkek farelerde cinsel inhibasyona yol açabileceği de belirtilmiştir. Sonuç olarak Erektil disfonksiyon rahatsızlığında melatonin hormonu tedavisinin de düşünülmesine karar verilmiştir ( 2018)

 

 

Hayvanlarda Melatonin Kullanımı

Melatonin insanlarda; kanser tedavisi, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi, uyku probleminin giderilmesi, antioksidan olarak kullanılması gibi durumlarda kullanılmaktadır. Hayvanlarda  kullanım alanları ise daha farklıdır. Östrus siklusu, reproduktif aktivite regülasyonunda, kullanımı gibi konularda melatonin hormonunun önemi büyüktür (Ayris S. vd. 2017).

Melatonin antigonadotropik etkiye sahiptir. Yetişkin dişilere düzenli melatonin uygulanması sonucu ovaryum boyutlarının küçülüp östrus sıklığının azaldığı gözlemlenmiştir. Bunun yanında yüksek dozda melatonin kullanılması gonadotropin seviyesini düşürür. Bununla birlikte prolaktin ve growth hormonunda artışa sebep olur.

Melatoninin dönemsel üreme döngüsüne sahip canlılarda reproduktif aktivite regülasyonunu kontrol ettiği bilinmektedir. Kısa yaşanan günlerde koyun, keçi, geyik gibi canlıların gonadları stimüle edici etkiye sahipken uzun yaşanan günlerde reproduktif aktivite gösteren at, hamster, deve gibi canlılarda inhibe edici etkiye sahiptir (Ayris S. vd. 2017).

Kısrakların östrus siklusunda melatoninin önemi vardır. Kışın melatonin sentezinin artmasıyla, hipotalamus-hipofiz-gonadal aksı (HHGA) oluşumu engellenir. Yazın gündüzlerin uzamasıyla birlikte melatonin seviyesi düşer ve GnRH salgısı artar. GnRH, hipotalamik-ptuiter portal vasküler sisteme girerek adenohipofize taşınır. Burada FSH ve LH seviyesi yükselir. İki ganodtropin de kan ile ovaryuma taşınır. Bu durumun sonucunda FSH, preovülatör follikülün büyümesini ve östrojenin biyosentezini uyarır. LH hücrelerinde oosit olgunlaşması, ovulasyon, korpus luteumun oluşması ve gelişmesini sağlar. Aynı zamanda progesteron sentezini sağlar (Ayris S. vd. 2017).

Kısraklarda reprodüktif aktivite regülasyonunda melatonin kullanımında, hipotalamus bölgesinde GnRH azalması gözlemlenir ancak gonadotropinde akut etkiler yaratmış olduğu gözlemlenmiştir. Bu tedaviyi alan kısrakların üreme mevsiminde gecikme yaşanmıştır. (Ayris S. vd. 2017).

Kedi ve Köpeklerde Melatonin Kullanımı

Evcil kedilerin östrus siklusunda melatonin de etkilidir. Kedilerin reproduktif sistemi gün ışığından etkilenmektedir. Gün uzunluğunun 8 saatten kısa olması dişilerde folikülogenezisi inhibe eder. Gün uzunluğunun 8-14 saat olduğunda 12-26 günde bir siklus tekrar eder (Ayris S. vd. 2017).

Melatonin hormonunun evcil hayvanlarda bir diğer kullanımı da uyku problemleridir. Tedavi süresince kullanımı güvenli olsa da doz aşımında letarji ve mide rahatsızlıklarına sebep olabilmektedir.

Köpek ve kedilerde;

  • Antioksidan,
  • Uyku düzenleyici,
  • Bağışıklık sistemini düzenlemeye,
  • Kortikosteroid seviyesinin yükselmesine sebep olan dejeneratif yan etkilerin önüne geçmede,
  • UV ışınlarının neden olduğu cilt rahatsızlıklarının iyileştirilmesinde,
  • Hormon kaynaklı kanser türlerinin tedavisinde kullanılır.
  • Yüksek dozda immun modüle edici sitokinlerin salınmasını sağlayarak kemoterapi ve radyasyon tedavisinin yan etkilerini azaltır, kanseri öldürme riskini arttırır (Ayris S. vd. 2017).

Tavsiye Bağlantı: Kenevir Bitkisi Morfolojisi ve Yetiştiriciliği

Sözlük:

Adenohipofiz: Ön hipofiz

Afinite: İki kimyasal arasında oluşmuş çekim

Akut: Aniden başlayan, kısa sürede şiddetlenen

Antigonadotropik: FSH ve LH aktivitesini engellemeye yarayan madde

Apoptozis: Planlı hücre ölümü

Biyosentez: Basit bileşiklerin daha karmaşık ürünlere dönüştürülmesi işlemi

Dejenaratif: Dokunun asıl yapısının bozulmasına sebep olan, işlevsizleştiren

Endojen: Vücut içerisinde antijen üretimi

Epigenetik: Irsiolan ancak genetik olmayan fenotipik varyasyon

Folikülogenezis:    İlkel folikül hücrelerin yumurtalıklarda gelişmesi süreci

Gastrointestinal: İnsan ve hayvanlarda ağızdan anüse uzanan uzun tubüler yapı

Gonad: Yumurtalık

Gonadotropin: Dişilerde over, erkeklerde testis fonksiyonlarını düzenleme, seks hormonlarının sentezi, spermatogenez ve ovulasyonda kullanılan hormon

Hipotalamus-hipofiz-gonad aksı: Hipotalamus, hipofiz ve gonadal bez etkileşimi

Homeostazi: İç dengenin korunması

İnhibe etmek: Baskılama, engelleme

İnsidans: Bir toplulukta belirli hastalıkların belirli zaman diliminde ortaya çıkan yeni olguları

Kalmoduline: Kalsiyum bağlayıcı ara haberci protein

Konsantrasyon: Bir çözücü içerisindeki çözünen madde miktarını belirtirken kullanılan terim

Korpus Luteum: Progesteron ve östrojen salgılayan, yalnızca adet döneminde oluşan endokrinal yapı, bir diğer adıyla sarı cisim

Kortikosteroid: Kortizolle benzerlik gösteren steroid yapılı ilaç

Letarji: Hayatı sürdürme becerilerinin düştüğü devamlı patolojik uyku durumu

Modüle etmek: düzenleme, ayarlama

Nokturnal: Gece meydana gelen, gece oluşan

Onkostatik: Tümör gelişimini engelleyen, durduran

Oosit: Üremeye hazır olmayan gelişmemiş dişi gamet hücresi

Östrus siklusu: Dişilerde kızgınlık döngüsü

Pacemaker: Ritim düzenleyici

Pineal bez: Bir diğer adıyla epifiz bez hipofiz bezin arkasında yer alan, melatonin ve DMT salgılayan bez

Postprandial: Yemekten sonra, yemek sonrası

Preovülatör: Yumurtlamadan hemen önceki dönemde oluşan, var olan

Ptiuter: Hipofiz

Regülasyon: Bireyin değişen koşullara adapte olması durumu

Reproduktif: Üreme, çoğalma durumu

SCN: Suprakiazmatik nukleusun kısaltması

Sirkadiyen ritim: 24 saatlik zaman dilimi boyunca canlının biyokimyasal, fizyolojik ve psikolojik tepkimeleri içeren ritim, kısaca biyolojik saat

Sitokin: Hücreler arası iletişimi sağlayan protein ve peptit grubu

Stimüle etmek: Uyarmak, uyarım yapmak

Suprakiazmatik: Hipotalamus çekirdeğinde bulunan, ortalama 20.000 nörondan oluşan ve bireyin 24 saatlik döngüsünü kontrol eden bölge

Toksisite: Maddenin canlıya zarar verme seviyesi

Triptofan: Protein yapısında bulunan yirmi aminoasitten bir tanesi

Kaynakça:

  • Zhdanova Irına V. Lynch Harry J. Wutman R; Melatonin: A Sleep-Promoting Hormone, Sleep, 20(10):899-907 1997 American Sleep Disorders Association and Sleep Research Society
  • Salt A. Çenesiz, M. Çenesiz S; Melatonin Etkileri ve Kullanım Alanları: Etlik Vet. Mikrobiyol Derg., 2017; 28 (1): 7-12
  • Ebru Çetin: Melatonin ve Bağışıklık Sistemi, Erciyes Üniv. Vet. Fak. Derg. (2) 119-123, 2005
  • Büke Atasoy, Ö, Erbaş, O. “Melatonin Hormonunun Fizyolojik Etkileri”. İstanbul Bilim Üniversitesi Florence Nightingale Tıp Dergisi 3 (2017): 52-62
  • Atasoy, N. “Melatonin ve Antioksidan Etkileri”. Düzce Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Dergisi 9 (2019): 196-201
  • Çimen, A, Akbaş, Y, Erbaş, O. “Uyku, melatonin ve kanser ilişkisi”. İstanbul Bilim Üniversitesi Florence Nightingale Transplantasyon Dergisi 3 (2019): 38-41
  • 2018 Jul-Aug; 44(4): 794–799. doi: 10.1590/S1677-5538.IBJU.2017.0663

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir